25 Haz 2010

mühendis olmak yada bulmak ...

İnsanların genelinde , mühendislerin tam anlamıyla mal , tipsiz , asosyal  insanlar olduğuna dair bi inanış varken, bana gayet zeki ,kuul, yakışıklı, çekici, karizmatik, ulaşılmaz, entel, tapılası adamlar olarak görünmelerini anlayabilmiş değilim hala...
   Yok yani bi mühendise falan aşık değilim ama bi çok kez mühendis peşinde koşmuşluğum vardır. Baya zorlu bi maraton valla tavsiye etmem .Hayır bide bu kadar mühendis fetişi olmama rağmen hiç mühendis sevgilim de olmadı ona  yanarım. Belki de olmuştur, bilmiyorum çünkü genelde benden sonra adam olurlar . Gerçi ben çok mu adamım , asıl mallık benim bünyemde sınır tanımaz o ayrı bi yazının konusu . makalelere konu olucak mallıklarım yok değil.
   Hani aile büyükleri falan vardır . Yolda uzun zamandır görmedikleri bi akranıyla karşılaşırlar . tesadüf yanlarında oğlu/kızı da vardır .Onlar olacaklardan habersiz, masumca ekmeklerini almış evlerine dönerken manyak bi muhabbetin ortasında bulurlar kendilerini. İşte çok büymüş ne de güzel/yakışıklı koca delikanlı/gençkız olmuştur da , aman efendim de , napıyomuş üniversiteyi kazanmış mıymış da derken sonrasında hemen gelir o beklenen soru :
-ne okuyosun oğlum/kızım?
-ehe mühendislik efendim
-oo afferim yavrum afferim
sonra yolda ''bakk gördün mü bilmemnenin kızı oğlu mühendis olucak'' hedehödö ...

    Neye aferin lan mühendislik okuyunca ne oluyo , nası zihniyet lan bu ?sonra şarkılara şiirlere konu etmişler işte ne doktorlar ne mühendisler istemişte vermemişler . kurtulsunlar artık şu baskıdan lan. mühendisi, doktoru, öğretmeni, yazılımcısı, tasarımcısı, çöpçüsü, balıkçısı farketmez .Bırakın insanlar istediğni okusun . Bu ne baskıdır arkadaş! illa mühendis, doktor vs midir meslekten sayılan ? beyin çapınıza sıçıyım.
   Dedem bu konuda tam bi manyak mesela. Onun da beynine sıçıyım. En son muhabbete 3. sınıfa geçmeme rağmen hala bölümümü sormakla başladı.
  -ne okuyodun sen kızım
  -işte moda tasarım dede
 -eee ne olucan büyünce yani?
 -moda tasarımcısı dedecim.
 -ee o ne ki sizde matematik dersi var mı yani öğretiyolar mı?
 -yok dede bizde matematik.
 -ah be evladım naptın ozaman matematiksiz okul mu olur ?okuyaydın ya söyle güzel bi bilgisayar mühendisliği hayatını kurtarırdın .

dede okuyom ben yaaa sıçtın ağzıma sanane amk . Sanki markette, çarşıda satılıyo güzel  bi mühendislik bide , çirkinine tahammülü yok. vay arkadaş ama bi mühendis istese hemen giderim bak orda bi sıkıntı yok ...

23 Haz 2010

eğer;

her güzel şeyin bir sonu varsa neden herşeyin güzel olmasını ister ki insan?
sonlar bu kadar mı hoşunuza gidiyo arkadaş?
tek bir şeyin sonunu severim ben.
o da finaller falan, bide okul okadar yani .
onlar da sayılmaz zaten .
diğer türlü bütün sonlar kötüdür ,iğrençtir, korkutucudur.
madem öyle herşey de güzel olmayıversin .
sevdiğim diziler sezon sezon çekilsin,içtikçe çoğalan içecekler çıksın, dostluklar bitmesin , kalemlerin ucu kütleşmesin, sevenler ayrılmasın, müzik hiç durmasın, sigaralar sönmesin, piller bitmesin, analar ağlamasın, çocuklar ölmesin vsvsvsvs

20 Haz 2010

azmısınçokmusun

yolda yürürken , kolunu bacağımla 90 derecelik açı oluşturacak şekilde sallayan insan; sen gerçekten başka duyguların insanıymışsın.
senin gibi olmak için çok çalışmam gerektiğini hissediyorum.
yapma ! lütfen ...
o kol okadar git gel yapmamalı üzerimde ,  ten tene değmeden de anlaşabiliriz .
bi sakin ol , bi kendine gel hey yavrum benim be ...

15 Haz 2010

hayatımdaki herşey,
aptalca
mantıksız
anlamsız
amaçsız
gereksiz
nedensiz
sebepsiz
sonuçsuz ...

all apologies




 bu sabah ''all apologies'' mırıldanarak uyandım .
 güzeldi .
 sabah gelen telefon da güzeldi .
 bugün biraz güzel sanki ...

13 Haz 2010

bi sabah uyandım . hava ılık ve kapalıydı.
yatakta oturdum , düşündüm birkaç dakika
sonra kendi kendime dedim ki
''artık yalnızsın''
çok zaman geçmeden
''ne farketti gerizekalı sen hep yalnızdın'' dedim .
haklıydım...
sonra gittim kendime sade kahve yaptım.
kahve güzeldi.
hava da öyle.

11 Haz 2010

MURPHY kanunları' na çok faydalı yepyeni bişey eklemek istiyorum izninizle .

'' Ne zaman en bakımsız halinizle dışarı çıkarsanız , o gün mutlaka eski sevgilinizle karşılaşacaksınızdır. ''


tenk yu.
birkaç insanı gerçekten seviyorum.
gerisi yaşamak için sadece gerekli olanlar...

10 Haz 2010

cep telefonunu polis telsizi gibi kemerine asan adam
çok iğrençsin olm !

o değilde nolur roll on 'u olmayan insanların yaz aylarında dışarı çıkmaları yasaklansın !
Her apartmanın önüne bi görevli koysunlar, dışarı çıkanlar roll on sürmüş mü sürmemiş mi kontrol etsinler. Sürmemişlerse koltuk altlarından tuttukları gibi bodrum katına kapatsınlar , çöpe atsınlar ne bileyim gerekirse öldürsünler . çünkü gerçekten toplumsal bi sorun bu . Hele duraklarda o kapıların açıldığı an vay arkadaş o an ter kokusu suratımla nası bi yakınlık nasıl bi sevgi bağı kuruyo tarifi yok . ama ben sevmiyorum abi uzak dursunlar artık lan ölücem .
Bedava roll on kampanyası başlatsınlar . Üçer beşer, yolda, toplu taşıma araçlarında herkese dağıtsınlar. Bebelere balon kampanyası bitsin yerine heriflere roll on kampanyası gelsin zira ter konusunda erkekler bi tık ötedeler bence .

bide bıyıklı kadınlar ölsün.
ağda yapmayan kadınlar da ölsün.
4o - 60 yaş arası kadınlar da ölsün .

7 Haz 2010

n'aptın asuman !

Final zamanları ders çalışmamak için yediğim yemeklerin  en azından yarısını yememiş olsaydım ; şuan ''0'' beden bi hatun olabilirdim...

6 Haz 2010

pazar günlerini hiç sevmem.
Seveni de sevmem.
pazar günleri bana, hep çok ailesel gelir ki ailemi de sevmem.
özellikle dedemi hiç sevmem.
dedem bize ne zaman gelse ,hep aynı hikayeyi anlatır. 6 yaşımdan beri çevremde olup bitenleri yargılayacak kadar bilinçli olduğumu varsayarsak ,yaklasık 13 yıldır aynı hikayeyi dinliyorum.
çok küçükken bir gün dedem beni lunaparka götürecekmiş.Beni omuzuna almış gidiyoruz derken donumun olmadıgını farketmiş .
Orda bi durmak gerek işte.
insan insanın donunu giydirmeyi nasıl unutabilir? Don yani bu daha ötesi var mı bilmiyorum.
O zaman giydiğim tek ilkçamaşırını da giydirmeyi unutuyorlarsa vay arkadaş !
dedem sürekli bunu anlatır durur işte .
Normal de insanları kırmayı sevmem ama dedemi kırabilirmişim gibi geliyo.
Donumu giydirmeyi unuttuğu için ananemi de sevmiyorum.
şuan çok mutsuz olduğum için bugünü de sevmiyorum...
Telefonla konuşurken, televizyonun sesini kısmak yerine
mute tuşuna basmayı öğrendiğim gün, hayatımda çok farklı bir dönem başlamış olacak...

bir küçücük aslancık varmış kırlarda ko ko koşar oynarmış ...

utangaç olmayan insanlar çok şanslı bence.
oysa, ben hiç öyle gözükmesem de aslında çok utangaçımdır.
bide kirazı çok severim ben
ama çileği az severim.
bide pudingle çilek çok iğrenç oluyomuş.
hayatımda hiç , çikolatalı bişeye bakıp bu kadar midem bulanmamıştı.
hayır , hamile değilim ama çok sıkıldım .
ve vucudumda boya olmayan hiçbiyerim kalmadı.
kendimi renk denemesi yapılmış karalama defteri gibi hissediyorum.
O çikolatalı şey hala masamda ve mide bulantısı gittikçe artıyo.
bişeyler yapmalıyım... bişeyler yapmalıyım...

5 Haz 2010

Bence;

Bütün eskizler ön sevişme gibidir.
ve
yağmur fazla güzeldir...
İnsanlar hayatlarını hep doğru kişiyi aramakla geçirirler.
Ben aramıyorum.
Çünkü ; biliyorum ki
Aradığım insan yeryüzünde yok.
Belki de var
Ama biliyorum ki,
Ben ona asla rastlamıycam...


her ayağa bir Galoş kampanyası !

O değil de ben sabahları neden o kadar sinirli olduğumu çözdüm.
Çok basitmiş .
Mesela bugün hiç sinirli değilim, resmen pamuk gibi insanım.
Çok tatlıyım lan .
Çünkü bugün sabahın 6buçuğunda uyanmadım , 1 saat dolabın önünde ne giyicem diye beyin Fırtınası da yapmadım ne bileyim kimse de ayağıma basmadı bugün.
       Herşeyi geçtim de o ayağıma basmalarını hazmedemiyorum ben. İnsan insanın ayağına neden basar ki? Yürürken sakız çiğneyebilen insanoğlu , neden yürürken önüne bakamıyo?Mantıklı bi açıklaması olmalı bunun. Ben kimsenın ayağına basmazken herkes benim ayağıma neden basıyo ? Nası bi döngü lan bu.
   İşin temizliğinde de değilim ben , canım acıyo çünkü artık.
Hayır ayağım da okadar çekici değil yani eminim . düz taban bi insanım. Çocukluğum babaannemin
''sen düz tabansın avukat olamazsın'' sözleriyle geçti.
Sonuç olarak avukat olamadım . Düz taban olmasam da avukat olamazdım zaten.
bu da böyle bir anımdır işte.
isyanım var .

4 Haz 2010

En sevdiğim !

help
i've done it again
i have been here many times before
Hurt myself again today
And, the worst part is there's no-one else to blame...

en sevdiğim dizi ve şarkının birleşimi yerim ! yüzlerce kez izlemiş olmama rağmen her seferinde ağlamayı başarabiliyorum ya başka duyguların insanıyımışım gerçekten.
duygusalım demiştim.
üzücü bir insan da sayılırım.
tenk yu.

sia-breath me (six feet under final episode)
     Bütün tavuk yemeyi hiç sevmem ben .
Ne zaman kanat yemek istesem sadece kemiğine sahip olabiliyorum.
Elle yemek yemeyi de çok severim ama hiç yemedim.
ama yesem kesin beğenirim gibi .
Yemek dediysem bildiğin yemek ama yani makarna ,pilav, fasülye vs öyle şeyler...
Bide karpuz umarım kilo aldırmıyodur çünkü biraz önce yarım karpuz yedim.
Yarısı da dolapta , onu da gece yerim gibi geliyo bana.
Bide galon galon su içiyorum okadar karpuzun üstüne
Görüş mesafem 10 cm'ye düştü.
Bişeyler yapmalıyım.

söyle BEYİM ! Şimdi sen mi büyüksün ? Ben mi?

    Dolap kapağının kafayı delip geçmesi ne pis bişeydir öyle . Yine televizyon izlerken sızdığım bi kaç saatin ardından su içmeye giderken deneyimlerime deneyim kattım ve yine deldim kafayı . Şimdilerde çok acıyo ve yanlızım . Yanlız olunca daha çok acıyomuş gibi hissediyorum.Birilerinin gelip saçlarımı okşaması, üzülme geçicek diyip dolu dolu gözlerle bana bakması ,ayıboğan gibi sarılması gerekmiş gibi hissediyorum.
Duygusalım demiştim.
Demediysemde dedim sayılır artık.


      not: Bir insanın, bi espriye saatlerce gülmesinden daha kötü bişey varsa o da kendi esprisine aylarca gülmesidir.

    elimde değil...


 not 2: keşke legolarımın yarısını küçükken yemeseymişim şimdi ne güzel oynardım...
                                           

Gayda çalsam ya...

        Gayda ne güzel bişeymiş arkadaş . platonik aşk gibi...
  zira hiç yakından gayda görmedim ben.
     Fiziksel bi temasım  da olmadı kendisiyle ama dinlemeyi  seviyorum.
iskoç folk müziğiyle seviniyorum artık .Ne güzel müziktir iskoç müzikleri farkedeme_mişim bu zamana kadar.Gayda çalmaya karadeniz tulumundan başlasam bi sorun olmaz gibi bence sonra kemençeyle devam ederim nasılsa.  
     Madem mezun olunca diplomamı uçak yapıp , uçurmaya eğilimli bi insanım, öyleyse neden olmasın? Gaydadan bu kadar bahsetmişken dinlememek olmaz , darılırım.

paylaşımcı bi insanımdır.
tenk yu.
BEN
Tanrıya inanmam
ama aşka inanırım
hala inanabiliyosam
bil ki ; kocaman bir salağım
ama;
emin ol ki tam bi salağım
BEN
kapalı olsam
ve benim onlara baktığım gibi bana baksalar
öldürürm.
BEN
sabahları kimsenin ayağına basmam
ama
herkes benim ayağıma basar...
ve
BEN
hala dev peluş bi ayıyla uyuyorum...

VİTAMİNİ ŞEKERİNDE ONUN !

        Çayı şekersiz içerim de kahveye hiç kıyamam ben.
       Öyle bi yapım var.
       Kahve, şekeri sonuna kadar hakediyomuş gibi sanki ; ama çay şekersiz de kendi dünyasının kabadayısıymış gibi. Kişileştirme sanatını da pek severim .ıhm nefis. Ben , çayı şekersiz sevmesine severim . Sevmekle kalmaz demlik demlik içerim lakin halam benim şekersiz çay içmemi pek sevmiyo galiba. Her gittiğimde çayıma 3 şeker atmasından bunu çıkardım ben . Bilmem yanlışmıyım? Sonra, ben o çayı içemeyince halam ısrarla ''neden içmiyosun kızım soğduysa ısıt bak kettle fişe takılı'' der. Bide kettle her zaman fişe takılıdır o evde. Neyse. Yok derim , sevdim derim. Bırak içicem ben bunu halacığım derim. Yalancıktanda 32 dişimi yaya yaya sırıtırım. Öyle yayarım ki dolgusu gelmiş dişlerim hava almaktan hayvan gibi sızlar.Ben öyle diyince halam sanar ki nası keyifliyim. Hemen kurabiye, bisküvi efendim işte kek evde tatlı namına ne varsa getirir koyar çayımın yanına.Şekerden dönmüş olan beynim iyice döner ama kıramam da öyle de bi yapım var.


     Kahveye gelirsek ozaman ayrı bak. Kahve, şekerin en güzelini ,en kalitelisini hakeder .Ölürüm de şekersiz kahve içmem ben . Halam bu konuda da çaya yaptığını kahveye yapmaktan kendini alamaz. Hatta işi bilime vurur. ikna edici bilimsel açıklamalar yapmaya çalışır . Kızım der, kafeinli şeyleri şekersiz içmiyceksin ,ileride der  yaşlanınca kalp çarpıntısına yol açıyo der .Sallar da sallar . Ben de evlense 7 8 çocuk doğurucak yaşta , ergen gibi haklısın halacığım diye kafa sallar alırım kahvemi bakarım keyfime. Öyle yani. ve sanırım şuan bişeyler içmem gerekmiş gibi hissediyorum...
   Şuan ne kadar korktuğumu tarif edicek bi kelime uyduramıyorum lan. Genelde korkma gibi bi duygum yoktur. Çok da güzel kelime uydurur, itinayla cümle içinde kullanırım ; ama şuan , bi radyodan korkuyorum. Radyo olduğundan da emin değilim bu arada . Ama fm mefm falan diyo . Olur mu o ? Tek açık sayfa bu olmasına rağmen nerden geliyo lan o ses ? Yardım edin köleler. Müziklerde çok korkunç odamın ortasına ufolar inmiş , ne bileyim benim de hayattaki sınavım buymuş gibi hissediyorum.Hislerim de kuvvetlidir ben diyim. Kaç yıllık yazma sevdam başladığı gün biticek gibi geliyee . Yalan söyledim ayrıca, yıl falan değil. Ne zaman finallerim başlasa yazasım geliyo .Bi de limonlu soda içesim geliyo...


edit: her an bilgisayarın içinden böyle bişey çıkabilir . bana bişey olursa eşgalini bilesiniz diye ekledim fotoğrafı .
tenk yu.
SELAM !


Ben jack'in kırık kalbi olmayabilirim fakat ebenizle yakınlığım olmadığını kim söyleyebilir ki? her zaman vardır böyle ihtimaller. ebeniz beni yakından tanıyo olabilir . ben de ebenizi . hayatta herşey mümkündür özellikle benim gibi sabahları tanıdık tanımadık herkesin ebesini hedef alarak tam 1 saat 25 dakika aralıksız söven ne bileyim bilindik , bilinmedik , duyulduk , duyulmadık küfürler eden ; küfür etmekle kalmayıp ilk küfürün son harfinden yeni küfürler türeten bir insansanız herşeye hazırlıklı olmak hayatta kalmanın en temel şartıdır.


Not: 1 saat 25 dakika okula gidiş sürem olmakla birlikte bunun dönüşünün de olduğunun habercisidir.


İmza: kahırbela
Öptüm.
Şakaydı öpmedim.