24 Ara 2010

wirless aşklar

Aşk denilen şey öyle boktan bir şey ki aslında .Bi ne zaman başladığını , bir de ne zaman bittiğini asla bilemezsin. sen tam bağlanırsın , ''O'' bir anda kopar ve siktir olup gider hayatından  ya da tam ''O'' bağlanır,  bu sefer de ''SEN'' kopar ,yeni çekim alanlarına doğru kaybolur gidersin . belirli bir sebebi yoktur hiçbirinin .  ''her şeyin bir sonu vardır'' yasası daha Aşkın ilk gününden çalışmaya başlar . Siz  sinemalarda, sokaklarda elele gezip , sabahlara kadar çatur çutur sevişirken, o size en uygun sonu özenle hazırlamaktan asla çekinmemiştir. Şüphesiz ki, siz de birgün paylaşım merkezinizde sorunlar yaşayacak , kıskançlık krizlerinde boğulacaksınız. Siz birbirinizin şifresini çözmeye çalışırken ,başlarda haddinden fazla zevk alacak , çözdükten sonra ise otomatik kumanda ile yüzeysellikte doruklara çıkacaksınız. Eğer bakmayı bilirseniz yeni ağlar da görebilirsiniz . Yok efendim , ben bakmam tek ağdan bağlanır öyle heyecanlara da gelemem diyorsanız , muhtemeln o ağ bir gün diğer ağlara teslim olacak ve size özgürlüğünüzü son kez çıplak bedeninde sunacaktır. lakin hangimiz heyecandan hoşlanmayız ki? Muhtemel olan sona yaklaştıkça,  birbirimizden uzaklaşırız . ne orantı ama... Aşk bu , nerede çekip çekmeyeceği asla belli olmaz...

11 Kas 2010

... ama bir polyanna var .

  Geçenlerde eve doğru yürürken farkettim ki ben artık hiç birşey düşünmüyorum. Hiç birşey hissetmiyorum.  Çok uzun zamandır hiç kimse gerçek anlamda işlemiyor içime. Ben artık gerçekten hiç birşey düşünmüyorum susarken... Biraz korkutucu.
    Kocaman bi boşluk var düşüncelerimde ve çoğu şeyin anlamını kendim uyduruyorum. Çoğu muttluluğu kendim yaratıyorum .çok güzel çok yalın bir duygu bu. Aslında hayatım ortalama olarak özenilecek cinsten. Hayatımda olmasını istediğim herkes benimle birlikte, istemediklerim ise benden çok uzakta . ilk defa bunu gerçekten tam anlamıyla inanarak söylüyorum çünkü ; artık ne istediğimi çok iyi biliyorum. Herşeyden önce kendimi seviyorum ben. Hiç birzaman Aşk acısı çekmiyorum çünkü istemediğim sürece yalnız kalmıyorum. Birini sevmemem gerekiyorsa ''... ama seviyorum'' diyemiyorum artık . Daha büyük birşey kazanamk için kaybetmekten korkmuyorum. Hayatımın parmaklarımın ucunda top gibi dönmesini istiyorum . İstediğim zaman durdurabileyim ve istediğim zaman devam ettirebileyim. Yaptım ben bunu . Herşey parmaklarımın ucunda artık ve mutlu olmamam için tek bir sebep bile yok . Yanımda olmasını istediklerim istediğim an benimle ve yanında olmak istediğim herkesin o an yanındayım. Bazen kollarında , bazen yanındaki sandalyede, aynı masada , aynı yatakta ,ama her ne olursa olsun , ne zaman istersem onlarlayım . Mutluluktan uçmak değilde çok huzurlu olmak böyle birşey işte .Hem  Çok sevmek hem çok sevilmek gibi işte .

15 Eki 2010

önce;

... kabullenirsin
   sonra zamanla geçeceğine inandırırsın kendini
   ama bu sefer de zaman geçmez...

11 Eki 2010

tamam böyle kalsın

eskiden , bir dakika bile yanından ayırmadığın telefonu , bir yere fırlatıp uzun süre bakmak aklına bile gelmiyorsa sen artık olmuşsun demektir. artık özgürsün . artık hiçbir beklentin yoktur ve hiç ummadığın bir anda duyduklarının , bildiklerinin sadece çeyreği olduğunu öğrendiğin gece, artık inancın da kalmamıştır hiçbirşeye . o bilmez ama sen bilirsin. ve asla senin bildiğini bilemeyecektir.
.....  tamam böyle kalsın http://fizy.com/#s/1agy4s

27 Eyl 2010

Ayarlarınızı sıfırlıyoruz. Lütfen hatta kalın .

küpemin teki yerde halının üzerinde öylece duruyor . diğeri nerde hiç bi fikrim yok. saatlerdir yatağımdan halıyı inceliyorum mal gibi . 3 başta 3 sonda yanyana dizilmiş çiçek figürleri var. halının tam ortasında da biçimsiz geometrik şekiller içine anlamsızca yerleştirilmiş aptal çiçek figürleri var. Gerçekten o kadar aptal görünüyorlar ki... o kadar karmaşık bir düzen var ki artık başım dönüyor.
sabahları herhangi bir  iş için erken kalkmaktan nefret ediyorum. uyanamıyorum... uyansam da fabrika ayarlarımla çalışıyorum. gel git otur kalk beynimin hiç bir hücresi çalışmıyor . hiçbişey düşünemiyorum (ki bu en sevdiğim taraftı). derken karnımın acıktığını hissediyorum. düşünüyorum en son dün akşama doğru yemişim bişeyler . o kadar açım ki ve o kadar üşengeçim ki... bir süre  daha erteliyorum yemek işini . kitap okuyayım bari biraz...  derken yarı uykulu yarı uyanık ama asla uykuda değil şeklini alıyorum . yarın iş görüşmesi için ne giyeceğimi düşünmemin gerektiğini hatırlıyorum ama hazır değilim . beynimi zorlayamam çünkü uykum var ama uyuyamıyorum. zihnim bomboş hiçbişey düşünmüyorum herşey yerli yerinde , herşey kusursuz ama uyuyamıyorum...  
 odayı toplasam diye düşünüyorum sonra hemen vazgeçiyorum . sanki bütün istanbul burda toplanmış gibi yerler hep bardak... biraz daha dursunlar bence . reflekslerim yok kadar az kimbilir kaç dakikadır gözlerimi kırpmamışımdır . öyle birşey ki uyku denilen şey ne ayıksın ne kafan güzel ama sanırım kafam güzel yada bilmiyorum birazdan güzel olabilir belki de hiç olmaz bilemiyorum ... zaman zaman ayarları sıfırlıyoruz hepimiz.

önce;

kulakların tıkanır hiç birşey duymazsın , sonra terlersin ellerin titrer.  işte o zaman ,zaman sonsuza kadar durmuştur artık ...

23 Eyl 2010

Aç Kapa Gözlerini Hepsi Bu Kadar İşte

      Uzun süre sonra yazmayı öyle seviyorum ki ... Bir sürü şey birikiyo anlatacak içini dökecek .İlk olarak baya uzun bir yaz tatilin ardından günlük yaşama dönmek çok sıkıcı geldi . Oysa bu yaz  baya eğlenmiştim ben Kafam hep dolu, hep değişiik bişeyler vardı yapacak .Sevdiklerim yanımdaydı , herhangi bir şey için üzülmeye bile vakit bırakmadılar sağolsunlar . Yeni ve çok değerli insanlar tanıdım , gitmediğim çok yere gittim , tatmadığım birsürü şey tattım ; baya güzeldi yani ... Yine hepsi yanımda , yine acayip güzel yerlere gidicem hatta verdiğim radikal kararlar sayesinde kendi mesleğimle tamamen alaksız ama o kadar da  heycanlı bir sektöre girmeye karar verdim  . Umarım başarırım  ama ; o kadar da şartlamıyorum kendimi , nasılsa ben yine yapacak bir şeyler bulurum .Bu kararımın gereksiz olduğunu düşünen çok insan oldu kendilerine göre haklı da sayılırlar aslında ama ben sadece istiyorum.  Bunu şimdi yaşamam gerekmiş gibi sanki . Sanki yapmazsam çok pişman olacakmışım gibi ...  Okul nasılsa duruyo ,  istediğimde devam edebilirim ve daha çok gencim  mantığıyla çıktım yola ...
     Neyse öyle böyle derken yaz bitti işte. Bütün yaz kışın hayalini kurdum durdum , şimdi ise yazın hayalini kuruyorum ... Bu kış yapmayı planladıklarımla gerçekler birbirine tutmadı sanırım. Neyse ki artık büyüdüm ben . Gerçekten büyümüşüm yani öyle büyük hayalkırıklıklarım falan olmadı .
     Hayat bu . Sadece bu . Ne eksik ne fazla. Kafa yormaya gerek yok hiç birşey için çünkü ; sadece göründüğü kadardır herşey . Bildiğin ,hissettiğin, duyduğun ve gördüğün kadar ... Sonuç aynı yöntem farklı ama istisnasız hep aynıdır .
    Biraz önce yakın bi arkadaşım 3 yıllık ilişkisine son verdi. Mevsim sonbahar tabi nolcağğdı ...Sesi baya kötüydü telefonda . Sadece ''geçecek'' diyebildim. Diyecek başka bişeyim yoktu zaten . Gerçek olan şu ki , geçecek . Başta kabullenmek çok zor olur biliyorum ama ; onsuz ölürüm ,onsuz naparım ben ,o giderse bittim hedehödö.  Yok böyle birşey lan valla bak . Afedersiniz ama bi sik olmuyomuş yani . Hele ki daha önce bir kere tattıysanız ayrılığı gerçekten bi sik olmuyo adama. Hayat aynen devam ediyor. Melonkoliye, mal gibi yerlere yapışıp hayvan gibi böğürmeye , ergen müzikleri dinleyip kırk yıllık ayyaşmışcasına mideyi bi ton içkiyle doldurup bedeninin ağzına sıçmaya hakkaten gerek yok . Hayatını bok etmenin anlamı da yok çünkü; nasılsa giden gitmiştir . Daha siksen döndüremezsin onu . Koymuştur kafaya çünkü bir kere .Kafaya koyduysa kalbe çoktan koymuştur  Zaten ilk kalpte biter herşey . Kalbinde bitirmediğin sürece , beyninde bitiremezsin bir insanı . Bunu bilecek kadar yaşadım da gördümde yaptım  da ...
     Herşey öyle basit ki insan hayatında , öyle ucuz bir yanı var ki aslında; mizah budur işte diyorum bazen... 3 kelimelik 5 kelimelik öyle birşeyler amk. Sadece susup oturmak gerek olman gereken yere. Birşeyler eksikse ya gerçekten oraya ait değilsindir ya da sahip değilsindir ona . Elinden gelen herşeyi fazlasıyla, kendinden bile ödün vererek yaptıysan sikmişim yani daha ne yapacaksın ki zaten yapmışsın yapacağını sen . Uğraşmıssın , çabalamışsın da sadece sen çabalamışsın işte . Kimseyi suçlamaya da gerek yok zorla olmaz bu işler herkesin bi sebebi var bi amacı var bu hayatta. Onun ki seninkine uymamış demek ki ve senin ki de onunkine ... Kafandaki bütün soruların cevabını ondan uyduruk bi şekilde aldıysan, şimdi siktirip gitme vakti gelmişte geçiyor demektir. Çünkü; sen ilişkin için her boku yaptın ve sen sen olmaya devam ettikçe zaten çok mutlu olucaksın ki . Bunları yüzümde kocaman bi tebessümle yazıyorum mesela . Bunu yapabildiğime göre gerçekten büyüdüm lan ben . Gerçek evrim bu işte .
 inanılmaz acı > dayanılmaz acı >çok fazla acı > çok acı > acı > az acı >hüzün > hafif bi burukluk  


     İnsan hayatının denklemi budur . Ters orantı. Biz büyüdükçe hissettiklerimiz küçülür . Yaşanmışlıklar hislerimizi küçültür . Ama acı iyidir karakter yapar... bol bol yiyin ama  saygıyı kaybetmeyin , kabullenin , ,mutlu değilseniz amaçsızca mutlu görünmeye çalışmayın,ailenizin ağzına sıçmayın çünkü herkes gidiyo ama onlar asla terk etmiyo , istediğnizi değil en doğru olanı seçin, gidin teşekkür falan edin hayatınıza girmiş herkes çok değerlidir mutlu olun lan işte iki saattir onu demek istiyorum aslında mutlu olmak insanın elindedir klasikler birki  hedehödö rererörörö blalblalblalaa ...




öpüşko :D

17 Eyl 2010

O

yarı kendi, yarı kendi uydurduğum öylesine birisi işte ...

10 Ağu 2010

özdemir asaf

sevgisiz bir bağlılık... 
bu, insanı yaşaya yaşaya öldüren bir yaşamda sürükler. 
sevgiyle bağlılık... 
bu, insanı öldüre öldüre yaşatan bir yaşamda sürdürür.



 fatal error dedikleri şey bu olmalı ! şimdi gidebilirsiniz.

7 Ağu 2010

saç e pörfekt dey

heraketli şarkıları sevmem ben.
sanki içlerinde hep bişeyler eksikmiş gibi gelir.
kimse şarkılardaki kadar mutlu olamaz bence.
olsa bile bir şarkı süresi kadar sürmez mutluluk.
o yüzden hep sahte gelir .


Trainspotting filmini izlemiş olanlar bilirler bu şarkıyı , şarkının çaldığı sahneyi de...sanki şimdi bu şarkı özetleyebilir herşeyi .
loue reed- such a perfect day

5 Ağu 2010

sonbahar hakkımı kış'a girmek için kullanıyorum

 sıcaklardan mıdır bilinmez ama yazdıklarıma bi göz atınca nolmuş lan bana ne biçim iğrenç duygusal bi hatun olmuşum ben demedim değil.
yaz bana yaramadı arkadaş zira her an ağlamaklı ,histerik ,ezik bi yaratığa dönüşmüşüm farketmeden . duygusal açıdan bitik şu yaz günlerinde  tek isteğim artık kışın gelmesi .
kışın Suzan Avcı yazın Hülya Koçyiğit kıvamında bi insan oluyorum çünkü . demek ki neymiş sıcaklar insanı her açıdan mayıştırıyormuş.
ayrıca montumu çok özledim ben . botlarımı da... bi kış gelsin ''donuyorum lan yeter'' dersem dilim kopsun. mahalle karıları gibi dır dır da etmiycem artık .sus diyince susucam , otur diyince oturucam  ; ama nolur kış gelsin artık .
kar yağsın böyle ne güzel. hava eksi derecelere indikçe benim saadetim artsın.
botlarımın altı hep kar olsun böyle ne güzel. gerekirse saçlarım ıslansın. 50 yasında hala koca arayan karılar gibi saçlarım bozuldu  diye bıdı bıdı da yapmıycam. bi kış gelsin hayvan gibi kahveye abanıcam zira yaz aylarında en sevdiğim kahve bile içilmiyormuş . yanarım ona yanarım .herşeyin tadı kışın çıkıyo işte fak.
en basit uyunmuyo bile yahu. hala yaz ne güzel ne güzelll diye götünden kelebekler çıkararak bikinilerle pıtır pıtır sahile koşan güruhu anlayamıyorum ben. hayır amaç piyasa yapmaksa onu kışın da yapabilirsiniz ki illa göt göbek baldır göstermeye gerek yok karşı cinsi etkilemek için.
kış gelse buz gibi bi sabaha uyansak, yorgana zımbalanmış gibi uyusak orda huzur bulsak falan olmaz mı ki.? terden yüzülecek kıvama gelmiş bir yatakta uyanmak hoş değil bence.
hem yaz şarkıları da iğrenç bence her yer demet akalın, hande yener, tarkan leyin çalıyor. lan ben hepsinden nefret ederken bütün hepsini ezberlemiş olmak nası koyuyo bilinmez. hepsini hafızamdan spatulayla kazımalıyım ki bidaha asla hatırlamamalıyım .
bodruma da gittik berberler mi desem sevdanın son vuruşu yok efendim aramadığım yer kalmıyor seni sabahtan yatana kadarlar evli mutlu çocuklular hey maşallah vay bana vaylar bana .
yaz ayları kış aylarının değerini anlamamız için yapılan 3 aylık bir sınavdır canıms stres içeriklidir lakin asla sevilesi değildir.
seneye de böyle olacaksa ben yaz aylarına Norveç'ten katılmayı düşünüyorum.
susmak aslında onaylamaktır ..
.
asla bilemezsin asla tahmin edemezsin seni  neyin beklediğini


asla, asla deme ki; asla dediklerini bir gün sen de yapabilirsin


susmak evet demektir aslında...


bilmekle duymak farklıdır sadece


bilirsin ama duymadıkça  inanamazsın
duyarsın ama bilmedikçe inanamazsın


bugün susturdum dünyayı sen konuş diye
bugün susturdum dünyayı ben duyayım diye ...


life is a song-patrick  park

4 Ağu 2010

herşey













.. sonsuz gözümde şimdi,
biliyorum sonsuza kadar yaşıycam ,
bugün sonsuzum ben,
şimdi biraz mutluyum sanki....











bang bang, he shot me down
bang bang, i hit the ground
bang bang, that awful sound
bang bang, my baby shot me down...

bir ki üç tıp !

biraz eğlenmek için gittiğimiz bi yerden dönüyoduk
herzaman ki gibi 2 3 saatliğine de olsa eğlenmeyi başarmıştık 
inanmadığımız şarkı sözlerine eşlik etmiştik 
en sevmediğimiz içki olan rakıyı içmiştik.
bir anda sustuk ikimizde
şarkı söylemeyi kestik
gülümsemeyi de...
telefonu çaldı ve hızla dışarı çıktı
arkasından baktım 
kalp atışlarını hissediyebiliyodum
heycanlanmıştı
arayan beklediği kişiydi tahmin ettiğim gibi
çok beklemişti
kimsenin kimseyi beklemeyeceği gibi beklemişti
inanmıştı gerçekten bi gün arayacağına
sessizce ve sabırla
''anla artık bidaha aramayacak'' dediğimde beni dinlememişti belli ki
ama o kazanmıştı .
benim anlamam gerekti artık 
''anla artık hiç bi zaman bilemeyeceksin''
arkasından gittim , emindim bana ihtiyacı vardı
gittim
ne oldu diye sordum
sustu
tekrar sordum
yine sustu
artık ben de susmuştum
karşı kaldırıma geçip hızlıca yürümeye başladı
bir daha asla gelmeyecek gibiydi
arkasından seslendim
''anla artık sevmiyo seni ''
bu sefer o koşmaya başladı
ben durdum
o konuştu
ben sustum
''anladım artık o hiç sevmedi beni''
yuvarlanan birşeyler var aşağı sanki
sadece dile getirmek gerekti...

3 Ağu 2010

denss vittt mi

... şimdi siktir et herşeyi nasılsa yarın hepsini unutacaksın ve aptal bi sabahta, aptal hayatına ,aptal hayallerinle, aptal insanlarla devam ediceksin ve belki bir gün herşeyin mükemmel olacağına inanmayı keseceksin .


 meraklısına
http://fizy.com/#s/1162ov

16 Tem 2010

tatile gittim gelicem

evi temizlerken , 2 temizlik malzemesi birleşince reaksiyona girerde patlama olur diye  karıştırmaktan deli gibi tırsan bir ev arkadaşıyla tatil yaptım ben....  kızın kimyası zayıf  yapıcak bişey yok...

2 Tem 2010

o

ağızdan tek hecede çıktığı kadar basit bişey değildi

ölmeyeceğini bile bile can çekişmekti
koltukta sabahlamak
ve sonra koltukta uyuyakalmaktı

nefes almakla, düşünmek arasında seçim yapmaktı
tek başına içip halıya kusmaktı

hiç geçmeyeceğini bildiğin halde geçicek diye kendini kandırmaktı
cam kırıklarının milim milim vucudunda renklenmesiydi

eskiden beyninin tamamını tek bişey için kullanırken
artık hiç kullanamamaktı
daha kötüsü kullanmak için tek bir sebep bile bulamamaktı
o öyle biriydi...

1 Tem 2010

tam anlamıyla

bütün iç organların dışarı çıkarılmış, eskiden çok sevdiğin birileri tarafından gözünün önünde sallandırılıyormuş gibi hissederken ;

geri kalan son gücünü ,sadece bir süreliğine dünyaya dönebilmek için, kolunu kaldırıp ilaç almaya harcamak,

acının iliklerine işlediğini saniye saniye hissederken,

bütün günü yatakta mide bulantısından kıvranarak ,

tek bir cümle bile kurmadan,

sadece bir noktaya bakarak geçirebilmekti bahsettiğim...

25 Haz 2010

mühendis olmak yada bulmak ...

İnsanların genelinde , mühendislerin tam anlamıyla mal , tipsiz , asosyal  insanlar olduğuna dair bi inanış varken, bana gayet zeki ,kuul, yakışıklı, çekici, karizmatik, ulaşılmaz, entel, tapılası adamlar olarak görünmelerini anlayabilmiş değilim hala...
   Yok yani bi mühendise falan aşık değilim ama bi çok kez mühendis peşinde koşmuşluğum vardır. Baya zorlu bi maraton valla tavsiye etmem .Hayır bide bu kadar mühendis fetişi olmama rağmen hiç mühendis sevgilim de olmadı ona  yanarım. Belki de olmuştur, bilmiyorum çünkü genelde benden sonra adam olurlar . Gerçi ben çok mu adamım , asıl mallık benim bünyemde sınır tanımaz o ayrı bi yazının konusu . makalelere konu olucak mallıklarım yok değil.
   Hani aile büyükleri falan vardır . Yolda uzun zamandır görmedikleri bi akranıyla karşılaşırlar . tesadüf yanlarında oğlu/kızı da vardır .Onlar olacaklardan habersiz, masumca ekmeklerini almış evlerine dönerken manyak bi muhabbetin ortasında bulurlar kendilerini. İşte çok büymüş ne de güzel/yakışıklı koca delikanlı/gençkız olmuştur da , aman efendim de , napıyomuş üniversiteyi kazanmış mıymış da derken sonrasında hemen gelir o beklenen soru :
-ne okuyosun oğlum/kızım?
-ehe mühendislik efendim
-oo afferim yavrum afferim
sonra yolda ''bakk gördün mü bilmemnenin kızı oğlu mühendis olucak'' hedehödö ...

    Neye aferin lan mühendislik okuyunca ne oluyo , nası zihniyet lan bu ?sonra şarkılara şiirlere konu etmişler işte ne doktorlar ne mühendisler istemişte vermemişler . kurtulsunlar artık şu baskıdan lan. mühendisi, doktoru, öğretmeni, yazılımcısı, tasarımcısı, çöpçüsü, balıkçısı farketmez .Bırakın insanlar istediğni okusun . Bu ne baskıdır arkadaş! illa mühendis, doktor vs midir meslekten sayılan ? beyin çapınıza sıçıyım.
   Dedem bu konuda tam bi manyak mesela. Onun da beynine sıçıyım. En son muhabbete 3. sınıfa geçmeme rağmen hala bölümümü sormakla başladı.
  -ne okuyodun sen kızım
  -işte moda tasarım dede
 -eee ne olucan büyünce yani?
 -moda tasarımcısı dedecim.
 -ee o ne ki sizde matematik dersi var mı yani öğretiyolar mı?
 -yok dede bizde matematik.
 -ah be evladım naptın ozaman matematiksiz okul mu olur ?okuyaydın ya söyle güzel bi bilgisayar mühendisliği hayatını kurtarırdın .

dede okuyom ben yaaa sıçtın ağzıma sanane amk . Sanki markette, çarşıda satılıyo güzel  bi mühendislik bide , çirkinine tahammülü yok. vay arkadaş ama bi mühendis istese hemen giderim bak orda bi sıkıntı yok ...

23 Haz 2010

eğer;

her güzel şeyin bir sonu varsa neden herşeyin güzel olmasını ister ki insan?
sonlar bu kadar mı hoşunuza gidiyo arkadaş?
tek bir şeyin sonunu severim ben.
o da finaller falan, bide okul okadar yani .
onlar da sayılmaz zaten .
diğer türlü bütün sonlar kötüdür ,iğrençtir, korkutucudur.
madem öyle herşey de güzel olmayıversin .
sevdiğim diziler sezon sezon çekilsin,içtikçe çoğalan içecekler çıksın, dostluklar bitmesin , kalemlerin ucu kütleşmesin, sevenler ayrılmasın, müzik hiç durmasın, sigaralar sönmesin, piller bitmesin, analar ağlamasın, çocuklar ölmesin vsvsvsvs

20 Haz 2010

azmısınçokmusun

yolda yürürken , kolunu bacağımla 90 derecelik açı oluşturacak şekilde sallayan insan; sen gerçekten başka duyguların insanıymışsın.
senin gibi olmak için çok çalışmam gerektiğini hissediyorum.
yapma ! lütfen ...
o kol okadar git gel yapmamalı üzerimde ,  ten tene değmeden de anlaşabiliriz .
bi sakin ol , bi kendine gel hey yavrum benim be ...

15 Haz 2010

hayatımdaki herşey,
aptalca
mantıksız
anlamsız
amaçsız
gereksiz
nedensiz
sebepsiz
sonuçsuz ...

all apologies




 bu sabah ''all apologies'' mırıldanarak uyandım .
 güzeldi .
 sabah gelen telefon da güzeldi .
 bugün biraz güzel sanki ...

13 Haz 2010

bi sabah uyandım . hava ılık ve kapalıydı.
yatakta oturdum , düşündüm birkaç dakika
sonra kendi kendime dedim ki
''artık yalnızsın''
çok zaman geçmeden
''ne farketti gerizekalı sen hep yalnızdın'' dedim .
haklıydım...
sonra gittim kendime sade kahve yaptım.
kahve güzeldi.
hava da öyle.

11 Haz 2010

MURPHY kanunları' na çok faydalı yepyeni bişey eklemek istiyorum izninizle .

'' Ne zaman en bakımsız halinizle dışarı çıkarsanız , o gün mutlaka eski sevgilinizle karşılaşacaksınızdır. ''


tenk yu.
birkaç insanı gerçekten seviyorum.
gerisi yaşamak için sadece gerekli olanlar...

10 Haz 2010

cep telefonunu polis telsizi gibi kemerine asan adam
çok iğrençsin olm !

o değilde nolur roll on 'u olmayan insanların yaz aylarında dışarı çıkmaları yasaklansın !
Her apartmanın önüne bi görevli koysunlar, dışarı çıkanlar roll on sürmüş mü sürmemiş mi kontrol etsinler. Sürmemişlerse koltuk altlarından tuttukları gibi bodrum katına kapatsınlar , çöpe atsınlar ne bileyim gerekirse öldürsünler . çünkü gerçekten toplumsal bi sorun bu . Hele duraklarda o kapıların açıldığı an vay arkadaş o an ter kokusu suratımla nası bi yakınlık nasıl bi sevgi bağı kuruyo tarifi yok . ama ben sevmiyorum abi uzak dursunlar artık lan ölücem .
Bedava roll on kampanyası başlatsınlar . Üçer beşer, yolda, toplu taşıma araçlarında herkese dağıtsınlar. Bebelere balon kampanyası bitsin yerine heriflere roll on kampanyası gelsin zira ter konusunda erkekler bi tık ötedeler bence .

bide bıyıklı kadınlar ölsün.
ağda yapmayan kadınlar da ölsün.
4o - 60 yaş arası kadınlar da ölsün .

7 Haz 2010

n'aptın asuman !

Final zamanları ders çalışmamak için yediğim yemeklerin  en azından yarısını yememiş olsaydım ; şuan ''0'' beden bi hatun olabilirdim...

6 Haz 2010

pazar günlerini hiç sevmem.
Seveni de sevmem.
pazar günleri bana, hep çok ailesel gelir ki ailemi de sevmem.
özellikle dedemi hiç sevmem.
dedem bize ne zaman gelse ,hep aynı hikayeyi anlatır. 6 yaşımdan beri çevremde olup bitenleri yargılayacak kadar bilinçli olduğumu varsayarsak ,yaklasık 13 yıldır aynı hikayeyi dinliyorum.
çok küçükken bir gün dedem beni lunaparka götürecekmiş.Beni omuzuna almış gidiyoruz derken donumun olmadıgını farketmiş .
Orda bi durmak gerek işte.
insan insanın donunu giydirmeyi nasıl unutabilir? Don yani bu daha ötesi var mı bilmiyorum.
O zaman giydiğim tek ilkçamaşırını da giydirmeyi unutuyorlarsa vay arkadaş !
dedem sürekli bunu anlatır durur işte .
Normal de insanları kırmayı sevmem ama dedemi kırabilirmişim gibi geliyo.
Donumu giydirmeyi unuttuğu için ananemi de sevmiyorum.
şuan çok mutsuz olduğum için bugünü de sevmiyorum...
Telefonla konuşurken, televizyonun sesini kısmak yerine
mute tuşuna basmayı öğrendiğim gün, hayatımda çok farklı bir dönem başlamış olacak...

bir küçücük aslancık varmış kırlarda ko ko koşar oynarmış ...

utangaç olmayan insanlar çok şanslı bence.
oysa, ben hiç öyle gözükmesem de aslında çok utangaçımdır.
bide kirazı çok severim ben
ama çileği az severim.
bide pudingle çilek çok iğrenç oluyomuş.
hayatımda hiç , çikolatalı bişeye bakıp bu kadar midem bulanmamıştı.
hayır , hamile değilim ama çok sıkıldım .
ve vucudumda boya olmayan hiçbiyerim kalmadı.
kendimi renk denemesi yapılmış karalama defteri gibi hissediyorum.
O çikolatalı şey hala masamda ve mide bulantısı gittikçe artıyo.
bişeyler yapmalıyım... bişeyler yapmalıyım...

5 Haz 2010

Bence;

Bütün eskizler ön sevişme gibidir.
ve
yağmur fazla güzeldir...
İnsanlar hayatlarını hep doğru kişiyi aramakla geçirirler.
Ben aramıyorum.
Çünkü ; biliyorum ki
Aradığım insan yeryüzünde yok.
Belki de var
Ama biliyorum ki,
Ben ona asla rastlamıycam...


her ayağa bir Galoş kampanyası !

O değil de ben sabahları neden o kadar sinirli olduğumu çözdüm.
Çok basitmiş .
Mesela bugün hiç sinirli değilim, resmen pamuk gibi insanım.
Çok tatlıyım lan .
Çünkü bugün sabahın 6buçuğunda uyanmadım , 1 saat dolabın önünde ne giyicem diye beyin Fırtınası da yapmadım ne bileyim kimse de ayağıma basmadı bugün.
       Herşeyi geçtim de o ayağıma basmalarını hazmedemiyorum ben. İnsan insanın ayağına neden basar ki? Yürürken sakız çiğneyebilen insanoğlu , neden yürürken önüne bakamıyo?Mantıklı bi açıklaması olmalı bunun. Ben kimsenın ayağına basmazken herkes benim ayağıma neden basıyo ? Nası bi döngü lan bu.
   İşin temizliğinde de değilim ben , canım acıyo çünkü artık.
Hayır ayağım da okadar çekici değil yani eminim . düz taban bi insanım. Çocukluğum babaannemin
''sen düz tabansın avukat olamazsın'' sözleriyle geçti.
Sonuç olarak avukat olamadım . Düz taban olmasam da avukat olamazdım zaten.
bu da böyle bir anımdır işte.
isyanım var .

4 Haz 2010

En sevdiğim !

help
i've done it again
i have been here many times before
Hurt myself again today
And, the worst part is there's no-one else to blame...

en sevdiğim dizi ve şarkının birleşimi yerim ! yüzlerce kez izlemiş olmama rağmen her seferinde ağlamayı başarabiliyorum ya başka duyguların insanıyımışım gerçekten.
duygusalım demiştim.
üzücü bir insan da sayılırım.
tenk yu.

sia-breath me (six feet under final episode)
     Bütün tavuk yemeyi hiç sevmem ben .
Ne zaman kanat yemek istesem sadece kemiğine sahip olabiliyorum.
Elle yemek yemeyi de çok severim ama hiç yemedim.
ama yesem kesin beğenirim gibi .
Yemek dediysem bildiğin yemek ama yani makarna ,pilav, fasülye vs öyle şeyler...
Bide karpuz umarım kilo aldırmıyodur çünkü biraz önce yarım karpuz yedim.
Yarısı da dolapta , onu da gece yerim gibi geliyo bana.
Bide galon galon su içiyorum okadar karpuzun üstüne
Görüş mesafem 10 cm'ye düştü.
Bişeyler yapmalıyım.

söyle BEYİM ! Şimdi sen mi büyüksün ? Ben mi?

    Dolap kapağının kafayı delip geçmesi ne pis bişeydir öyle . Yine televizyon izlerken sızdığım bi kaç saatin ardından su içmeye giderken deneyimlerime deneyim kattım ve yine deldim kafayı . Şimdilerde çok acıyo ve yanlızım . Yanlız olunca daha çok acıyomuş gibi hissediyorum.Birilerinin gelip saçlarımı okşaması, üzülme geçicek diyip dolu dolu gözlerle bana bakması ,ayıboğan gibi sarılması gerekmiş gibi hissediyorum.
Duygusalım demiştim.
Demediysemde dedim sayılır artık.


      not: Bir insanın, bi espriye saatlerce gülmesinden daha kötü bişey varsa o da kendi esprisine aylarca gülmesidir.

    elimde değil...


 not 2: keşke legolarımın yarısını küçükken yemeseymişim şimdi ne güzel oynardım...
                                           

Gayda çalsam ya...

        Gayda ne güzel bişeymiş arkadaş . platonik aşk gibi...
  zira hiç yakından gayda görmedim ben.
     Fiziksel bi temasım  da olmadı kendisiyle ama dinlemeyi  seviyorum.
iskoç folk müziğiyle seviniyorum artık .Ne güzel müziktir iskoç müzikleri farkedeme_mişim bu zamana kadar.Gayda çalmaya karadeniz tulumundan başlasam bi sorun olmaz gibi bence sonra kemençeyle devam ederim nasılsa.  
     Madem mezun olunca diplomamı uçak yapıp , uçurmaya eğilimli bi insanım, öyleyse neden olmasın? Gaydadan bu kadar bahsetmişken dinlememek olmaz , darılırım.

paylaşımcı bi insanımdır.
tenk yu.
BEN
Tanrıya inanmam
ama aşka inanırım
hala inanabiliyosam
bil ki ; kocaman bir salağım
ama;
emin ol ki tam bi salağım
BEN
kapalı olsam
ve benim onlara baktığım gibi bana baksalar
öldürürm.
BEN
sabahları kimsenin ayağına basmam
ama
herkes benim ayağıma basar...
ve
BEN
hala dev peluş bi ayıyla uyuyorum...

VİTAMİNİ ŞEKERİNDE ONUN !

        Çayı şekersiz içerim de kahveye hiç kıyamam ben.
       Öyle bi yapım var.
       Kahve, şekeri sonuna kadar hakediyomuş gibi sanki ; ama çay şekersiz de kendi dünyasının kabadayısıymış gibi. Kişileştirme sanatını da pek severim .ıhm nefis. Ben , çayı şekersiz sevmesine severim . Sevmekle kalmaz demlik demlik içerim lakin halam benim şekersiz çay içmemi pek sevmiyo galiba. Her gittiğimde çayıma 3 şeker atmasından bunu çıkardım ben . Bilmem yanlışmıyım? Sonra, ben o çayı içemeyince halam ısrarla ''neden içmiyosun kızım soğduysa ısıt bak kettle fişe takılı'' der. Bide kettle her zaman fişe takılıdır o evde. Neyse. Yok derim , sevdim derim. Bırak içicem ben bunu halacığım derim. Yalancıktanda 32 dişimi yaya yaya sırıtırım. Öyle yayarım ki dolgusu gelmiş dişlerim hava almaktan hayvan gibi sızlar.Ben öyle diyince halam sanar ki nası keyifliyim. Hemen kurabiye, bisküvi efendim işte kek evde tatlı namına ne varsa getirir koyar çayımın yanına.Şekerden dönmüş olan beynim iyice döner ama kıramam da öyle de bi yapım var.


     Kahveye gelirsek ozaman ayrı bak. Kahve, şekerin en güzelini ,en kalitelisini hakeder .Ölürüm de şekersiz kahve içmem ben . Halam bu konuda da çaya yaptığını kahveye yapmaktan kendini alamaz. Hatta işi bilime vurur. ikna edici bilimsel açıklamalar yapmaya çalışır . Kızım der, kafeinli şeyleri şekersiz içmiyceksin ,ileride der  yaşlanınca kalp çarpıntısına yol açıyo der .Sallar da sallar . Ben de evlense 7 8 çocuk doğurucak yaşta , ergen gibi haklısın halacığım diye kafa sallar alırım kahvemi bakarım keyfime. Öyle yani. ve sanırım şuan bişeyler içmem gerekmiş gibi hissediyorum...
   Şuan ne kadar korktuğumu tarif edicek bi kelime uyduramıyorum lan. Genelde korkma gibi bi duygum yoktur. Çok da güzel kelime uydurur, itinayla cümle içinde kullanırım ; ama şuan , bi radyodan korkuyorum. Radyo olduğundan da emin değilim bu arada . Ama fm mefm falan diyo . Olur mu o ? Tek açık sayfa bu olmasına rağmen nerden geliyo lan o ses ? Yardım edin köleler. Müziklerde çok korkunç odamın ortasına ufolar inmiş , ne bileyim benim de hayattaki sınavım buymuş gibi hissediyorum.Hislerim de kuvvetlidir ben diyim. Kaç yıllık yazma sevdam başladığı gün biticek gibi geliyee . Yalan söyledim ayrıca, yıl falan değil. Ne zaman finallerim başlasa yazasım geliyo .Bi de limonlu soda içesim geliyo...


edit: her an bilgisayarın içinden böyle bişey çıkabilir . bana bişey olursa eşgalini bilesiniz diye ekledim fotoğrafı .
tenk yu.
SELAM !


Ben jack'in kırık kalbi olmayabilirim fakat ebenizle yakınlığım olmadığını kim söyleyebilir ki? her zaman vardır böyle ihtimaller. ebeniz beni yakından tanıyo olabilir . ben de ebenizi . hayatta herşey mümkündür özellikle benim gibi sabahları tanıdık tanımadık herkesin ebesini hedef alarak tam 1 saat 25 dakika aralıksız söven ne bileyim bilindik , bilinmedik , duyulduk , duyulmadık küfürler eden ; küfür etmekle kalmayıp ilk küfürün son harfinden yeni küfürler türeten bir insansanız herşeye hazırlıklı olmak hayatta kalmanın en temel şartıdır.


Not: 1 saat 25 dakika okula gidiş sürem olmakla birlikte bunun dönüşünün de olduğunun habercisidir.


İmza: kahırbela
Öptüm.
Şakaydı öpmedim.